-
1 üstün olan
adj. surpassing -
2 kıyak
1. بهيج [بَهِيج]Anlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel2. بهي [بَهيّ]Anlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel3. جميل [جَمِيل]Anlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel4. حسن [حَسَن]Anlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel5. زين [زَيْن]Anlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel6. مؤنق [مؤنق]Anlamı: güzel, biçimli, düzgün giyimli7. مبهج [مُبْهِج]Anlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel8. متأنق [مُتَأَنِّق]Anlamı: güzel, biçimli, düzgün giyimli9. مليح [مَلِيح]Anlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel10. مهندم [مُهَنْدَم]Anlamı: güzel, biçimli, düzgün giyimli11. نسيق [نَسِيق]Anlamı: güzel, biçimli, düzgün giyimli -
3 müstesna
1. طريف [طَرِيف]Anlamı: benzerlerinden üstün olan2. ممتاز [مُمْتاز]Anlamı: benzerlerinden üstün olan3. نادر [نادِر]Anlamı: benzerlerinden üstün olan -
4 süper
فاخر [فاخِر]Anlamı: üstün olan -
5 üst insan
سوبرمان [سُوبَرمَان]Anlamı: herkesten ve herşeyden üstün olan insan, dâhi -
6 değer
1. جسامة [جَسَامَة]Anlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymet2. خطورة [خُطُورَة]Anlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymet3. شأن [شَأْن]Anlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymet4. عظم [عِظَم]Anlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymet5. فداحة [فَدَاحَة]Anlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymet6. قدر [قَدْر]Anlamı: bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, kıymet7. قيمة [قِيمَة]Anlamı: bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha8. متمايز [مُتَمَايِز]Anlamı: üstün, yararlı nitelikleri olan kimse9. متميز [مُتَمَيِّز]Anlamı: üstün, yararlı nitelikleri olan kimse10. مميز [مُمَيَّز]Anlamı: üstün, yararlı nitelikleri olan kimse -
7 onurlu
1. شريف [شَرِيف]Anlamı: onuru olan veya onurunu üstün tutan, şerefli2. عزيز [عَزِيز]Anlamı: onuru olan veya onurunu üstün tutan, şerefli -
8 allah
الله [اللّه]Anlamı: kâinatta var olan her şeyin yaratıcısı, koruyucusu olduğuna inanılan yüce ve üstün varlık, yaradan, tanrı, rab, mevlâ -
9 şaheser
تحفة [تُحْفَة] -
10 üstat
أستاذ [أُسْتاذ]
См. также в других словарях:
üstün — 1. sf. 1) Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum. R. H. Karay 2) Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstün — sif. 1. Bənzərlərinə görə daha yaxşı, daha yüksək səviyyədə olan, onları geridə buraxan. <Ərəstun:> Sənətkarlıqla yazılmış balaca bir şerin özü hər hansı sönük bir poemadan qat qat üstündür! S. R.. <Sərətan:> Üstündür hələlik şair… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
üstün zekâlı — sf. Üstün zekâya sahip olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
RACİH — Üstün olan. Kıymetli, faziletli ve itibarı fazla olan. * Fık: Beyyinatta, bürhan ve delilin tercihinde delili üstün, beyyinesi evlâ ve makbul olan taraf … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
şaheser — is., Far. şāh + Ar. eṣer 1) Kendi türünde mükemmel olan, üstün ve kalıcı nitelikte eser, başyapıt, başeser Herkes, mektep müdürü dâhil, bu resmin bir şaheser olduğuna kaniydi. S. F. Abasıyanık 2) sf. Değeri üstün olan, üstün nitelikli Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
özgün — sf. 1) Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal Eskinin doğa ile uyuşan, özgün yapılarını yıkıp yerine yabancı, öykünme, yaratıcılıktan yoksun yapılar dikerek çirkinleştirdik. N. Cumalı 2) Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bazofil — is., bit. b., Fr. basophile 1) Baz veya bazikAlkali özelliği üstün olan bitki 2) sf., kim. Baz veya bazik boyalara karşı eğilimi olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
müstesna — sf., Ar. musteṣnā 1) Bir bütünün veya kuralın dışında olan, kural dışı, şaz 2) Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan Kendisi bu resimlerin hepsinden daha sevimli, daha canlı, daha müstesna bir simaydı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Kural dışı … Çağatay Osmanlı Sözlük
süper — sf., Fr. super 1) Nitelik, nicelik ve derece bakımından üstün olan 2) Belli bir normun üstünde olan Birleşik Sözler süper benzin süper çimento süper lise süpermarket süper star … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana muhalefet — is. İktidarın dışında sayıca en üstün olan parti … Çağatay Osmanlı Sözlük
birinci — sf. 1) Bir sayısının sıra sıfatı 2) is. Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey Birincisi ne kadar mağrur ise öbürü o kadar yılışık. Y. Z. Ortaç 3) is. Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse Sınıfın birincisi… … Çağatay Osmanlı Sözlük